Günümüzde iklim krizi mantığının çok karmaşık olduğunu, net uzamsal sınırlara ve hatta uzamsal bir mantığa sahip olmadığını söyleyebiliriz. Aynı anda dünyanın bir çok farklı yerinde sayısız seçeneğe bağlı faktörlerden oluşan iklim değişikliklikleri gerçekten de o kadar karmaşık ve çok yönlü halde ilerler ki tek bir bakış açısıyla çözüme gitmek mümkün değildir. Peki iklim değişikliğinin imkansızlığı ve karmaşıklığı bizi şüphecilik dolu bir kayıtsızlıkta bırakmalı mı? Bizce Şüpheci veya ikiyüzlü bir bekle ve gör tutumu seçenek gibi gözükmüyor. Sorumluluğumuzu daha doğrusu yanıt verme yeteneğimizi kabul etmemiz için sanatın bizi nasıl suç ve ceza mantığının ötesine taşıyabileceğini araştırmalıyız.
Ekolojinin sanatta, bilimde ve siyasette nasıl icra edildiğini gözlemlediğimizde iklim değişikliğiyle ilgili ahlaki davranışları dikte etmenin yanlışlığını görürsünüz. Ziyaretçi-seyircilerle yakın etkileşim içinde ekolojik meselelerin izini sürüp, şehirdeki hava kirliliğinin etkisi konusunda farkındalık yaratarak militan aktivizm yerine sosyal aktivizmi teşvik edebiliriz. Tek bir çözüm öne sürmek yerine, dünyanın sürekli devam eden yapısını veya bileşimini müzakere ediyor ve çevresel düşünceye eleştirel ve daha geniş bir bakış açısı getirebiliriz. Alternatif bir bilgi üretim modu olarak saf gerçekçiliği kullanarak, dikte edilmiş otomatik davranışı reddederek, hesap verebilen etik yöntemler kullanabiliriz.